Sakin olmak istemiyorum. Bu dünyayı griye boyamak istiyorum. Bazen karşıma alıp ''Orospusun işte, orospu ! '' diye bağırmak istiyorum. Yüzümdeki maskeyi kırıp gerçek pisliğin ne olduğunu göstermek istiyorum. Alttan almak mı ? Özür dilemek mi ? Nefret kusmak istiyorum. İnsanlığa kendi pisliklerinde boğulduklarını göstermek istiyorum. İçi boş egolarını insanların yüzüne vurmak istiyorum. İçimdeki kötülüğü, biriktirdiklerimi saklamak istemiyorum. Dünyaya en ağır engelini göstermek istiyorum. Bu dünyanın en vahim hastalığı '' Aptallık '' ve çaresi malesef yok. Malesef diyorum çünkü başa çıkamayacağımız kadar çoklar. Ve kimilerini de kaybediyoruz. Duygularıyla hayatlarına yön vermeye çalışanlar, kendilerini aptallaştırıyorlar. Mantıklarını köreltip dünyaya gözyaşı veya sahte mutluluklarla bakıyorlar. Aptallık boş düşünceye, boş düşünceler boş hayallere ve boş hayaller boş egolara yol açıyor. Ve ego tehlikelidir. İnsanı yok da edebilir, can da katabilir. Temeli olmayan şeyleri yıkmak kolaydır.
İç benliğini sağlam şeylerin üstüne kurduğundan emin misin ? Yoksa yarın sana dokunsalar çökücek misin ? Her insanın zaafı vardır. Eğer aptalların zaafını bulabilirsen onları kullanabilirsin.
Aslında kimse seni tanımıyor. Kimse aklından geçeni bilmiyor. En yakının bile senin kim olduğunu bildiğini sanıyor ama yanılıyor. Seni sadece sen tanıyabilirsin, bir başkası değil.
Bu dünyadaki en karanlık şeylerden biri de korkudur. Korkusundan kurtulan insan herşeyi yapabilir; herşeyi.
Bu yüzden korkusuz olma.
Ve unutma ki insanların çoğunun hayvandan bir farkı yok. Çoğumuz Pablov'un Köpeği artık.